“Akşam miting biterken Mansur başkan konuşmasını sonlandırırken yorulduğumuz için eve gitmek istedik. Motosikletimiz yakında, İspark’taydı. Polislere İspark’a nasıl gideceğimizi sorduk, onlar da bizi yönlendirdi. Biz de giderken karşı tarafta yaklaşık 15-20 kişinin gözaltına alınmış olduğunu gördük. Biz yürürken bir memur beni çağırdı. Ben de kaçmadan, direnmeden yanına gittim. Yanına gidince bizi barikatların üzerinden atlatarak yanlarına aldı. Sonra bizi de ters kelepçe yaparak gözaltına aldılar.”

Bu ifadeler Berkay Gezgin’e ait. Yani, “Ekrem abi, her şey çok güzel olacak” diye seslenerek seçim kampanyasının sloganı haline gelen sözlerin sahibi 22 yaşındaki gence. Şüpheli sandalyesinde olmasının öyküsünü hâkime böyle anlatıyor. Hâkim ise önemsemiyor, dakikalar sonra cezaevine gönderiyor onu. Tıpkı yüzlerce gence yapıldığı gibi...

Günlerdir tutuklu gençleri konuşuyoruz. Gözaltında insan onurunu ayaklar altına alan uygulamalara dair tanıklıkları dinliyoruz. Tutuklu olarak konuldukları koğuşlardaki şartlara isyan ediyoruz. Ne desek eksik ne kadar itiraz etsek yetersiz. Bununla birlikte bir başka açıya dikkat çekmek istiyorum: 2911.

2911, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun numarası. Yani yüzlerce gencin tutuklanmasına gerekçe gösterilen yasa.

Ne diyor Recep Tayyip Erdoğan: Türkiye’nin darbe anayasası kamburundan kurtulmasının şart olduğunu uzun bir süredir ısrarla dile getiriyoruz.

Ne diyor Devlet Bahçeli: Milli ve kapsayıcı, demokratik yeni bir anayasa ile darbe kalıntıları tamamen temizlenecektir.

İlk bakışta kulağa hoş geliyor.

İyi güzel de...

Bugün yüzlerce öğrencinin hapiste olmasına gerekçe gösterilen 2911 sayılı kanun 1983 yılında yürürlüğe girdi. Yani “Darbe anayasasından kurtulmalıyız” diyen iktidar, aynı darbenin ürünü olan yasayla gençlerin hapiste olmasına itiraz etmiyor.

Tutuklama kararındaki “Kaçma şüpheleri var” ve “Deliller henüz toplanmadı” gibi gerçekle bağı olmayan gerekçelere hiç girmiyorum bile.

Meselenin özeti şu:

Darbe ile mücadele de yolsuzlukla mücadele de bu iktidara bırakılmayacak kadar ciddi iştir. Zira, uyguladıkları kadim bir istihbarat taktiğidir: Karşındakini aslında kendi yaptığınla suçla!